Martin Luther Kimdir? Martin Luther'in tarihe geçen sözleri!

Martin Luther Kimdir? Martin Luther'in tarihe geçen sözleri!

Martin Luther Kimdir?

Martin Luther

(1483 — 1546)

Hristiyanlıktaki en büyük üç mezhepten biri olan Protestanlığın kurucusu...

Ortaçağ karanlığında çırpınan Avrupa için kültürel dönüşüm Rönesans ile başlamıştı. Özellikle Katolik Kilisesi’nin yenilenmeye olan ihtiyacı Reform ile gelecekti. Reformu başlatan ise bir kiliseye isyanın sahibi Martin Luther’di.

Kilisenin yetkilerinin sınırlandırılmasını isteyen bir keşiş...

1483 yılında Eisleben kasabasında doğdu. Ailesi ve ilk öğrenimine dair kaynaklarda bir bilgi yok. Doğduğu kasabadan hukuk öğrenimi için ayrıldı. Fakat 'Ruhunun kurtulması' konusunda kuşkulara ve tereddütlere düşünce; hukuk öğrenimini yanda bırakarak Erfurt'taki bir manastıra gitmişti. Orada bedenine eziyet etmenin uç noktasına vardı. Sonraları bu dönem için; “Eğer bir keşiş manastır hayatıyla cennete ulaşabilseydi, ben bunu fazlasıyla yerine getirmiş olacaktım,” demişti.

Martin Luther, 1507 yılında papaz oldu. Ertesi yıl yeni kurulan Wittenberg Üniversitesi'nde felsefe konferansları veriyordu. Derslerinin konusu 'Kutsal Kitap'taki yazıların açıklanmasıydı ve anlattıkları geleneklere tam anlamıyla uygun değildi. Luther 1510 yılında Roma'ya gitmişti. Roma’da, yüksek mevkilerde gördüğü yolsuzluklar Kilise'yle çatışmasının temellerini hazırladı.

Yedi yıl sonra, otuz dört yaşındaydı ve Wittenberg Üniversitesi'nde teoloji profesörü olmuş, artık din adamlarının seçilmesi konusunda uzmanlaşmıştı.

martin-luther.jpg

"Kutsal Metinler ve akıl yoluyla ikna edilmediğim sürece papalar ve konsillerin otoritesini kabul edemem. Zira bunlar kendi aralarında çelişmekte ve benim vicdanım da sadece Tanrı'nın sözüne bağlıdır. Bu sebeple hiçbir görüşümden dönmüyorum çünkü kişinin vicdanına rağmen yazdıklarını inkar etmesi doğru ve güvenilir olmaz. Tanrı yardımcım olsun."

Önceleri kişilerin günahlarından kurtulup yeniden kiliseye kabul edilmeleri için başvurdukları günah çıkarma ya da günahının bedelini ödeme gibi dinsel töreler, zamanla töre olmaktan çıktı. Artık maddi çıkarlarını gözeten din adamlarına göre, günahtan kurtulmak için Kilise'ye para yardımında bulunmak yeterliydi.

Artık kiliseler günahlarından kurtulmak isteyen insanları af ettirme ve cennetten yer satma yani endüljans ile geçinen kurumlar olmuşlardı. Sadaka ile geçinen ruhban bölümü idealist amaçlarından ayrılmıştı. Başkalarının mallarına göz dikmeye, endüljans ve aforoz yetkilerini şahsi amaçları uğrunda kullanmaya başlamışlardı. Soylu kişiler de sadece kişisel çıkarlarını düşünerek bu yozlaşmış kilise adamlarını destekler olmuştu.

Luther, papazların günahları affediyoruz diyerek aldıkları paraya ve cennetten yer satışı yani endüljansa şiddetle karşı çıkıyordu.

İlahiyat profesörü Martin Luter, Wittenberg üniversitesinin kapısına kilisenin parayla günahları affetme yetkisine karşı çıkan doksan beş maddelik tezini astığında, tutumu herkesin ilgisini çekmeye başlamıştı.

Oysa Luther'in 1517 yılında karşı çıktığı, Kilise'nin 'günahları affetme yetkisi' değil, bu yetkinin kötüye kullanılması ve 'Endülüjans' (af kağıdı) satışıyla dinin ticaret aracı olmasıydı. Kilise'nin bu davranışını eleştiren tezin amacı da hiçbir biçimde dini inkar etmek değildi.

İnsan günah işlemeye meyillidir

Luther'e göre İnsanın günah işlemesi kaçınılmaz bir olaydır. Kişi bunu bilmeli ve Tanrı'nın sonsuz merhametine sığınmalıdır. Ruhunun kurtulacağına inancı olan bir insan, er geç kurtuluşa erişecektir.

Luther, derin ve dinamik kişiliği, ara sıra çok güzel yazılar da yazmasının yanında genel olarak kaba dili, halktan biri olması ve sosyal yönden kendinden yüksek kişilerin yanındaki olağanüstü rahatlığıyla dikkat çekmeye başlamıştı. Bu nitelikleriyle, bir din önderi olarak oldukça garip bir kişiydi. Davranışının Avrupa'da yarattığı fırtına, Luther'i bile şaşırtmıştı.

martin-luther-001.jpg

“Martin Luther duruşma sırasında yargıçlara seslendi;
‘Milleti cehennemle korkutup, cenneti para karşılığı satıyorsunuz. Sıkıysa cehennemi satsanız ya?’
Yargıçlardan biri ; ‘Cehennemi kim alır ki ?’
Martin Luther, ‘Ben alıyorum, neyse parası vereyim’
Bedava verdiler.
Martin kapının önüne çıktı duruşma sonucunu merak eden binlerce kişiye;
‘Cehennemi satın aldım benimdir.
Bundan sonra oraya kimseyi almayacağım korkmayın.’
Cehennem korkusu ve kilise baskısından kurtulan halk, özgür beyinlere sahip oldu.”

Elif Şafak

Vatikan, artık Luther'e aldırmazlık edemezdi. Papa Leo, durumdan fırsat bulup 1520 yılında kendine has bir bildiri yayınladı. Martin Luther'in durum karıştırıcı olan bazı görüşlerinin sıkıntılı olduğunu bildirdi. Eğer iki ay içinde bu fikirlerinden vazgeçmezse hızlı şekilde aforoz edileceğini bildirdi. Martin ise, bu bildiriyi meydanda herkesin içinde yaktı ve Papa'ya meydan okumuş oldu.. “Siz Tanrı'nın Vekili değilsiniz. Siz sanırım ki ondan başka birinin vekilisiniz! Sizin bu beyanınızı bir parşömenli yalan görüyorum ve herkesin içinde yırtıyorum. Siz artık ne isterseniz yaparsınız: İşte benim yaptığım.”

Martin Luther'in bu gövde gösterisi, yetkisi yüksek olan Papa'nın yetkisini halk nezdinde indirdi. Din'e karşı ilk oluşum ve, 'Din Devrimi' başlamış oldu.

Her yerde olaylar başlamıştı ancak Luther ortalıkta görünmüyordu. Öldürülmüş olabileceği konuşuluyordu. Gerçekte ise Saksonya Elektörü olan yakın arkadaşı Frederik’in Wartburg'daki şatosundaydı. Yaklaşık bir yıl kadar burada kalan Luther, zamanını çoğunu okuyarak ve yazarak geçirdi. Luther bu sürede Kutsal Kitap’ın Latince’den Almanca’ya çevirisini tamamladı. Latince olması kutsal kitabın sadece din adamları ve Latince bilenlerce okunabilmesine olanak veriyordu. Almanca’ya çevrilmesinin yankıları çok büyük olacaktı. Yazdığı diğer yazılarında ise, dinsel törenlerdeki yolsuzluğu, manastır yaşantısının zorlukları ve günah çıkarmanın saçmalığını anlattı.

Din adamlarının olağanüstü yetenekleri olduğu yolundaki görüşe de karşı çıkıyordu Luther. Gerçek inancı içinde taşıyan herkesin din adamı olabileceğini, din adamlarının da evlenebileceğini ve manastıra girmek için edilen yeminlerin gereksiz olduğunu savundu. Martin'e göre “İnsan sezgi gücü sayesinde yaratıcı ile bağlantı kurabilir; her vatandaşın kilisesi kendi kalbindedir; kutsal kitap rahipler tarafından okunduğu gibi normal bir vatandaş tarafından da okunup öğrenilebilir,” idi.

Wittenberg'e yerleşen Luther 1525 yılı Haziran'ında soylu bir ailenin kızı, rahibe Cathrinevon Bora'yla evlendi ve din adamlarının evlenebileceği düşüncesini hayata geçirmiş oldu. Kendisini eleştirenlere “Ben bir rahibeyle evlendim. Böyle yapmakla din adamlarının evlenmesine karşı çıkan bütün budala prenslere, piskoposlara, hatta şeytana bile meydan okudum. Herhangi bir konuda da aynı davranışı göstermekten çekinmem,” cevabını verdi.

Din Devrimi artık politikaya karışmaya başlamıştı. 1526 yılında Speyer Kurulu yeni görüşlere bir dereceye kadar hoşgörüyle davranılmasına karar verdi. Ne var ki üç yıl sonra bu karar geri alındı ve Lutherciler bu yeni kararı protesto ettiler. Böylece, ‘Protestan’sözcüğü doğmuş oldu.

Güçlü Alman prensleri, özellikle Philip of Hesse, Luther'in görüşlerini benimsemişlerdi.

Kral Henri’nin kiliseden toprak almış olan Protestan prenslerin aldıkları toprakları vermesini istemesiyle konu siyasi mecraya çekilmiş oldu.

Artık çatışmaların merkezi Luther’in görüşlerinden çıkmış, Protestan prensler ve kilise arasında iktidar savaşına dönüşmüştü.

Luther'in endüljans uygulamasına karşı 95 tezinin yayılmasıyla başlayan ve 1521'de savaşlara ve şiddete varacak ölçüde tırmanan reform hareketi Avrupa'da o zamana kadar baskın bir mezhep olan Katolikliğin bölünmesine ve mantıki kavramda Reform Kiliseleri adı verilen yeni gelişimlerin ve de oluşumların ortaya çıkmasına yol açmıştır.

Luther'in bu gücü Ortaçağ dünyasını çağdaş uygarlığa ulaştıracak büyük bir harekete yol göstermiştir.

Luther, 1546 yılında küçük bir çatışmayı çözümlemek üzere çocukluğunun geçtiği Eisleben'e gitmişti. Eisleben'in soğuk havası bozulan sağlığı için çok tehlikeli olacaktı ama kiliseye gidip vaaz vermekte diretmiş, ne var ki vaazını bitiremeden kürsüden inmişti. Bu olaydan dört gün sonra, 1546 yılının 18 Şubat günü altmış üç yaşındayken hayata gözlerini yumdu.

Cesedi büyük bir cenaze töreniyle Wittenberg'e getirilmiş ve yirmi dokuz yıl önce kapısına 95 maddelik tezini asarak Reform’u başlattığı kiliseye defnedildi.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.