Mimar Sinan Kimdir? Mimar Sinan'ın Tarihe Geçen Eserleri ve Sözleri!  En önemli eserleri nelerdir?

Mimar Sinan Kimdir? Mimar Sinan'ın Tarihe Geçen Eserleri ve Sözleri! En önemli eserleri nelerdir?

Mimar Sinan Kimdir? Mimar Sinan'ın Tarihe Geçen Eserleri ve Sözleri! En önemli eserleri nelerdir.

Eserlerindeki mimari ve mühendisliğe bugün bile ulaşılamayan Osmanlı’nın en büyük mimarı...Bütün eserleri çağının üstünde...İçinde cami, medrese, darüşşifa, köprü, hamam, kervansaray da dahil olmak üzere 375 eserin mimarı...

Mimar Sinan’ın biyografisi olan “Tezkîretülbünyan”da Sinan, Şehzade Camisini “çıraklık”, Süleymaniye'yi “kalfalık”, Selimiye'yi ise “ustalık” çağının eseri olarak nitelemişti.

Sinan 1490 yılında halkı sonradan İslamiyeti kabul eden Kayseri’nin Ağırnas köyünde dünyaya geldi. Sinan’ın çocuk yıllarına dair çok bir bilgi yok. Henüz küçük yaştayken dülger (ahşap bina ustası) olan dedesinin mesleğine merak sardığı, köyünün bahçelerinde su yolları açtığı, kümesler ve onarımlar yaparak yeteneğini ortaya koyduğu belirtilir.

Yavuz Sultan Selim tarafından devşirme usullerinde değişiklik yapılmış ve sadece Rumeli’den değil Anadolu’dan da devşirme çocukların toplanmasına karar verilmişti. Sinan da bu yolla yeniçeri olmak üzere acemi oğlanlar ocağına alınmış kabiliyeti fark edilince Enderun mektebine gönderilmişti.

İlk marifeti Kanuni’nin Bağdat seferi esnasında ihtiyaç olan kadırgaları yapmak olmuştur. Yaptığı kadırgaların kullanışlılığı ve sağlamlığı ona “Hasekilik” daha sonra da “subaşılık” ünvanını getirdi.

Kanuni’nin Boğdan Seferi esnasında Prut Nehri’nin üstüne köprü yapılması gerekmişti. Sinan Paşa’nın yapabileceği söylenince görev Sinan’a verildi. Bu kendisini Kanuni’ye göstermek için iyi bir fırsattı. İstenen köprü 10 günde tamamlandı.

Sinan bir yıl sonra Ser Mimarlığa (Mimarbaşı) atandı. İlk yaptığı eser de İstanbul’daki Ayas Paşa Türbesi’ydi.

Mimar Sinan Osmanlı Devleti’nin ekonomik açıdan en müreffeh döneminde mimar başı olmuş, dolayısıyla işini en iyi şekilde yapacağı imkan ve ortamı bulmuştu.

İlk büyük eseri olan Şehzadebaşı Camii’ni Mihrimah Sultan adına yaptırılan cami ile aynı sene tamamladı.

Mimar Sinan’ın Kanuni’ni kızı Mihrimah’a aşık olduğu söylenir. Bazı tarihçiler buna karşı çıkmışlardır. Çünkü Mihrimah Sultan adına cami yaptığı zaman Sinan’ın ellili yaşlarında olduğunu, sarayın bir hizmetkarının hükümdarın kızına o gözle bakamayacağı söylenir. Mihrimah Sultan adına yapılan iki camiye adının anlamına uygun bir mimari sır işlemiş Mimar Sinan. Yılın belli günlerinde (birinin Mihrimah’ın doğum günü olduğu iddia edilir) camilerden birinin penceresinde güneş batarken diğerinde ay doğmaktadır. Bu ince matematik hesabını Mimar’ın Mihrimah’a olan aşkının nişanesi olarak kabul edenler vardı. Oysa Sinan yaptığı bütün eserlerine banisinin ya da yapılan yerin özelliğini yansıtacak ince nüanslar eklerdi.

Ertesi yıl en büyük eserlerinden bir diğeri olan Süleymaniye’nin yapımına başlandı. İstanbul’un her yerinden aynı şekilde görünebilen Süleymaniye akustik ve ışıklandırma açısından mükemmel bir mühendislik projesi ile yedi yılda inşa edilmişti. Etrafındaki medrese ve imaret ile külliye haline getirilen camiyi çok beğenen Kanuni, açılışı da mimarına bırakmıştı.

UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan Edirne’deki Selimiye Camii, Mimar Sinan’ın “Ustalık eserim” dediği camidir. Selimiye, Kanuni’nin oğlu II. Selim adına, 1568 - 1574 arasında yapıldı. Ayasofya'nın kubbesi gibi bir kubbenin İslâm ülkelerinde yapılamadığı iddiası üzerine Selimiye'nin kubbesini sekiz ayağa oturtmuş ve orta kubbesinin çapını 31,8 metre olarak yapmıştı. Böylece Ayasofya’nınkinden büyük kubbesi olan bir cami yapmış oldu.

Mimar Sinan'ın Tarihe Geçen Eserleri

Mimar Sinan 81 camii, 51 mescit, 55 medrese, 26 darül-kurra, 17 türbe, 17 imarethane, 3 darüşşifa (hastane), 5 su yolu, 8 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen ve 48 de hamam olmak üzere 375 eser yapmıştır.

En çok eseri İstanbul’da bulunan Sinan’ın Osmanlı toprağı olup şimdi Türkiye dışında kalan çok yerde eseri bulunuyor. Mimari deha olarak ona erişebilen hâlâ yok.

Yaşına ve sanatına saygıdan dolayı “koca” lakabı takılan Sinan’ın iki karısından bir oğlu iki kızı olmuştu.

Sinan 9 Nisan 1588’de Süleymaniye Camii yakınlarındaki evinde vefat etti. Evinin bahçesine defnedilmiş, daha sonra oraya kabri yapılmıştır.

Osmanlı’nın yetiştirdiği en büyük mimar olan Sinan, sadece kendi devrinin değil, dünyanın yetiştirdiği en büyük mimarlardan biri olarak çok önemli kültürel miraslara imzasını atmıştı.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.