Jane Campion'ın 2009'daki Bright Star'dan bu yana ilk uzun metrajlı filmi The Power of the Dog, kardeş rekabeti, bastırılmış duygular ve kırsal yaşam üzerine ince bir bakış açısı getiriyor.

Thomas Savage'ın 1967 romanına dayanan hikayesi 1920'lerin Montana'sına ve çiftlik sahibi Burbank kardeşler Phil (Benedict Cumberbatch) ve George'un (Jesse Plemons) dünyasına dönüyor. İkisi daha kitapsever olan George işi yönetirken, kaba yontulmuş Phil daha tipik olarak sığırları hadım ediyor.

Netflix Yeni Korku Dizisi 'Arşiv 81'

George, duyarlı genç Pete'in (Kodi Smit-McPhee) dul annesi Rose (Kirsten Dunst) ile tanışıp evlenir ve bu durum Phil'i apoplektik bir öfkeye sokar. Kısa süre sonra kendini içkiyle tedavi etmeye başlayan Rose'ya vahşice nutuk atar ve Pete ile uğursuz bir şekilde arkadaş olur.

The Power Of The Dog Filmi kıskançlıktan öte bir temaya sahip

Ama bu hikayede kıskançlık ve öfkeden daha fazlası var, çünkü Campion geçmişten gelen ve kovboy ülkesinde tehlikeli bir şey olabilecek gizli aşk hakkında ipuçları veriyor.

Güzel bir şekilde filme alınmış (Amerika Birleşik Devletleri için iki katına çıkan Yeni Zelanda ile), The Power of the Dog, Campion'un The Portrait of a Lady ve hatta The Piano'dan bu yana kesinlikle en zarif filmi.

La Casa De Papel’in Berlin Karakteri Yeni Bir Dizi Oluyor! Netflix’ten Berlin Dizisi Geliyor!

Doğru, dolambaçlı olma ve Last Night'ta Soho'nun Thomasin McKenzie'sin de yazılı bir rolle inme eğilimi olması ilginç bir durum teşkil ediyor. Buralarda hikaye oaraak açıkçası kalite kokuyor diyebiliriz. Karakterin kalbinde, kariyerinin en kurnaz performanslarından birini sunan, düşünceli bir Cumberbatch olduğunu da görüyoruz.

Yan karakterler de film boyunca çok etkileyiciler bilhassa bir anda gelişen ters köşe hikayede filmin üçüncü bölümünde daha da önemli hale geliyorlar.

İzlemesi zevkli ve keyifli bir film The Power of the Dog fragmanı izle

En İyi Netflix Filmleri Bilinmeyen